- Leyla YILDIZ tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Tolstoy ve Dostoyevski, bir dağ zirvesine çıkıp on dokuzuncu yüzyıl Rusya’sının iki zıt yüzünü kelimelerin efsunuyla çizdiler. İhtişam ve sefaletin üryan tablolarıdır onların romanları. Tolstoy şaşaa, debdebe, gösterişin şöleni; Dostoyevski sefahat, meşakkat ve sefaletin çığlığı. Biri bataklığa, öteki gül bahçesine meyletti.
Yorum yaz (0 Yorumlar)- Dr. Filiz İlknur CUMA tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
İlk edebi eserler bilindiği gibi çok eskiye dayanmaktadır. Buna örnek olarak taş üzerine oyularak yazılan tablet veya yazıtları gösterebiliriz. Birçok medeniyetin günümüze kadar gelmesinde bu yapıtların kuşkusuz önemli katkıları olmuştur. İlk edebi yapıtlar olarak niteleyebileceğimiz ve edebiyat çerçevesinde değerlendirilmeleri de mümkün olan bu yapıtlar aynı zamanda edebiyatın etki gücünü kanıtlar niteliktedir.
Yorum yaz (0 Yorumlar)- Ayvaz MORKOÇ tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Balkanlarda 500 yıldan fazla hüküm sürüp bünyesinde onlarca etnik azınlığı barındıran Osmanlı Devleti, batılı sömürgeci devletlerin de çabalarıyla yıkılmıştır. Osmanlı’mn fiilen yıkılışının üzerinden yaklaşık 80 yıl geçmesine rağmen, günümüzde hala Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlarda huzur ve güven ortamı bir türlü sağlanamamıştır. Bazı sağduyulu yerli ve yabancı çevreler, farklı etnik toplulukları, uzun yıllar barış içinde bir arada tutan OsmanlIların, bu konuda başarılı oldukları kanaatindedirler.
- Doç. Dr. Sezai COŞKUN tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Sevinç Çokum, ilk romanlarında ‘millî kültür ve millî bilinç’ etrafında çeşitli meseleleri konu alır. Son romanlarında ise ferdin etrafındaki kültürel dünyayı ve bu dünya karşısında ferdin kimlik ve varolma mücadelesini işler. Bu çalışmada yazarın değinilen meseleleri eserlerine ne şekilde ve ne oranda yansıttığını tesbit etmek ve bu tesbit üzerinde bir tahlilde bulunmak amaçlanmıştır.
- Hümeyra YUVA tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Yahya Kemal Beyatlı, kendi kuşağına ve daha sonraki kuşaklara mensup birçok şairi yazarı ve kültür adamını etkilemiş bir şairdir. Onun meydana getirdiği etki ve bıraktığı iz, şiiriyle sınırlı değildir; şahsiyetinin ve düşüncelerinin de ayrıca önemli ve etkili olduğu anlaşılmaktadır. Bunun en önemli göstergesi, hakkında yazılan birçok kitap ve sayısız yazının yanı sıra, hatıra ve portre türünde yazılmış çeşitli eserlerde kendisine yer verilmiş olmasıdır. Edebiyatımızda, Yahya Kemal portrelerinin yıllar ilerledikçe nitelik ve nicelik bakımından artan anlatımlarla, nasıl değiştiğini, geliştiğini ve tamamlandığını görmek için bu eserlerde şair hakkında yapılan yorumların, dile getirilen düşüncelerin, bir bütün olarak incelenmesi gerekmektedir. Bu aynı zamanda ortak görüşleri dikkate alarak, ortak bir Yahya Kemal portresine ulaşmamızı da sağlayacaktır.
- Edebiyat Dunyamız tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Finten, Kanadalı güzel bir kadındır. Avustralya’da yaşayan Cross adında yaşlı; fakat çok zengin bir adamın karısıdır. Genç Finten, asıl sayılmadığı için Londra sosyetesi arasında bulunamamaktadır. Sevgilisi Lord Dick’le evlenirse bu amacına erişecektir. Bunun için, Hintli uşağı ve âşığı Davalaciro’yu ihtiyar kocasını öldürtmek üzere Avustralya’ya gönderir.
- Doç. Dr. Abdullah KÖK tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Metafor geleneksel olarak istiare, teşbih, telmih başlıkları altında edebî metinlere has bir sanat olarak anlatılırken, bugün sosyal, siyasî, ekonomik, psikolojik, kültürel hayat içerisinde kavram alanlarının birbirlerinin yerine kullanılması anlamlarında da kullanılmaktadır.
Yorum yaz (0 Yorumlar)- Sevinç ÇOKUM tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Öyküyle başladığım, daha sonra öykü ve romanı beraber yürüttüğüm yazarlık hayatımda yaşanmışlığın önemli bir yol göstericiliği olduğunu söylemeliyim. “Tarihî Romanda Yaşanmışlık” derken baştan sona tarih alanında roman yazmış isimlerden farklı bir konumda bulunduğumu vurgulamam lazım. Çünkü uzak tarihin birkaç zaman dilimini yazdım şimdiye kadar; asıl daire içersine aldığım konu elbette insan. Buna göre felsefe, sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, siyaset bilimi, iktisat tarihi, sanat tarihi gibi yardımcı kaynaklarla da iç içeyim. Bir yandan da inandırıcılığı sağlamak üzere hayatın gerçekliklerini topluyorum.
Uzak tarih ifadesini kullandım, çünkü bir de yakın tarih var. Buna göre Cumhuriyetin ikinci yarısından sonrası yakın tarihtir; bu zaman dilimini, kalkınma hamleleri, çok partili döneme geçiş, darbeler, demokrasiye dönüşler ve kırılıp dökülüşler biçimlendirir. Bunlar, romancıya göre zengin bir malzeme niteliği taşır ve hem tarihî, hem kültürel ve sosyolojik çalkantılardır, aynı zamanda yazılası şeylerdir.
O halde Bizim Diyar’la başlayan ve Hilal Görününce, Ağustos Başağı, Lacivert Taşı gibi Cumhuriyet öncesi romanlarımın yanında Cumhuriyet sonrası yakın geçmişi kapsayan Zor, Karanlığa Direnen Yıldız, Deli Zamanlar, Gece Rüzgârları, Tren Burdan Geçmiyor, Arada Kalmış Tebessüm ve Çok Yapraklı İlişkiler adlı romanlarım geçmişi geri dönüşlerle veya yaşanılan zaman itibariyle anlatan romanlar olarak bu makalede yerlerini alacaklardır.
Yorum yaz (0 Yorumlar)- Doç Dr. Bahtiyar ASLAN tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Teorik Çerçeve Yahut Tarifin İmkânsızlığı:
Tarihî romanın tarifini yaparken birçok bileşeni bir araya getirmek ve bu bileşenler arasında bir tutarlılık gözetmek gibi bir zorunluluk vardır. Her şeyden önce tarih ile roman hatta genel anlamda tarih ile anlatı arasındaki ilişkinin biçim ve boyutlarının iyi belirlenmesi gerekir. Ancak “biçim ve boyut”tan kastedilenin de zamana tabi olgular olduğu ve bu yüzden de mutlak bir değerlerinin olmadığı gerçeği, bir bakıma bu belirlemenin imkânsızlığının da ispatıdır.
Yorum yaz (0 Yorumlar)- Ömrüm IŞIKAY tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
19. yüzyıl Türk edebiyatının Batılı tesirlerle kendi yolunu bulma aşaması, 17. yüzyıl öncesine dayanmaktadır. Dönemler içersinde oluşan kültürel, sosyo - ekonomik gelişmeler edebiyat sahasını da etkilediğini hatırlatmak gereklidir. Dönem edebiyatçılarında siyasî kimlik de bulunmaktadır. Bu kimliğin mevcut olmasındaki asıl sebep, onların görevleri ve içindeki bulundukları durumu gözden geçirmeleriyle de alâkalıdır. Abdülhâk Hamit, Tanzimat fermanının ilânı sonrasında edebiyatın ve siyasetin iç içe olduğu kritik bir dönemde yetişmiş ve eserlerini vermiştir.
- Doç.Dr. Mustafa AYDEMİR tarafından yazıldı.
- Kategori: Yazarlar ve Eserleri
Drina’da Son Gün’de İkinci Dünya Savaşı yıllarında Balkanlar’da yaşanan insanlık dramına dikkat çekilir. Romanda, Almanların ve Sırpların baskılarına dayanamayıp eski Yugoslavya’dan anayurtları Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Türk ailelerinin başından geçenler anlatılır. Bu roman, eski Yugoslavya’da bir dönem meydana gelen olayları aydınlatma yolunda önemli bir adımdır. Yüzyıllardır beraber yaşayan Sırpların, Türkle-rin21 ve Hırvatların birbirlerine nasıl düşman edildikleri ve birbirlerini nasıl hunharca öldürmek istedikleri ayrıntılı bir şekilde ele alınır (Uyguner, 1972: 11).
- MUSTAFA KUTLU’NUN HİKÂYELERİNDE ZAMAN BİLDİREN İFADELER VE BU İFADELERE YANSIYAN ZİHNİYET ÜZERİNE BAZI DİKKATLER
- AHMED MİDHAT EFENDİ’NİN EDEBİYAT COGRAFYASINDA RUMELİ/BALKANLAR
- FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA’NIN ŞEKER YİYEN RESİMLER ADLI YAPITI ÜZERİNE ÇOCUK GERÇEKLİĞİ
- ÖMER SEYFETTİN’İN ÖYKÜLERİNDE ÖRTÜK YAPILAR