- Prof.Dr. Mehmet İPÇİOĞLU tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Çalışmamızın başlığı Türk romancılığının öncülerinden olan Ahmet Mithat Efendi ve Fatma Aliye Hanım’ın birlikte kaleme aldıkları “Hayal ve Hakikat” romanından esinlenerek konulmuştur. Burada amaç söz konusu romanın; sanatı temsil eden romanın kadın kahramanı Vedat’ın, ilmi temsil eden erkek kahramanı Vefa’ya olan iltifatı gibi hayal dünyasının bir ürünü olarak kabul gören romanların bilimsel metotlarla inşa edildiğine inanılan tarihe karşı romantik bir iç kabulü gibi addedilmesidir.
- Murat KOÇAK tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Roman-gerçek ilişkisi
Konuya romanın gerçeklikle ilişkisinin ne boyutta olup olmadığını anlamaya çalışarak başlamak en doğrusu olur sanırım. Oluşturulmasında düşünce, kurgu, hayal dünyası ve hissin uyumlu bir şekilde harmanlanması gereken bir edebiyat dalıdır roman. Yaşananlar kadar yaşanması muhtemel olanlarda bu edebiyat dalının konusudur. Roman ve benzerleri olarak değerlendirilebilecek “hikâye, masal, destan ve mesnevî gibi eserleri; araştırma, biyografi, hatıra ve seyahat kitaplarından ayıran en temel özellik, ilk kısımda yer alanların tamamıyla itibari oluşudur.”1 Yani bir romanda yaşananlarla, yaşandığı varsayılanlar, yaşanma ihtimali olanlar iç içedir.
Yorum yaz (0 Yorumlar)- Sadık YALSIZUÇANLAR tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Romanla tarihin gerilimli ilişkisinden bahsetmeye başlarken iki ayrı dil- anlatı alanından- disiplinden bahsediyoruz. Biri disiplin, biri daha özgür, özerk bir estetik alanından bahsettiğimizi vurgulamamızda yarar var. Tarih geçmişte ve bugün yaşanmakta olanlarla ilgili onları anlatan, aktaran bir disiplindir. Edebiyat özneldir, ama tarihin de mutlak anlamda nesnel olmadığını vurgulamamız lâzım. Kaldı ki nesnellik iddiasında bulunanlarda, bu iddialar başta olmak üzere, kendi öznel bakış imkân ve zaaflarıyla baş başalar. Tarih en nesnel olanın da tanıklığıyla, bize bu alanın neden öznel olduğunu gösteren sayısız örneklerle doludur.
- Yapımcı-Yönetman Zafer KARATAY tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Ben, Türk romanının, Türk eserlerinin sinemaya yansımasını kısaca anlatacağım. Daha çok da TRT’de yaptığımız tarih belgesellerindeki canlandırmalar ve bunlardaki tecrübelerden bahsedeceğim. Biliyorsunuz Türk sinemasında ne yazık ki çok nitelikli uyarlamalar çok fazla değil. Elbette çok uyarlama yapıldı.
- Prof.Dr. Mehmet NARLI tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Modern romanın gerçeklik algısına değini
On dokuzuncu yüzyıl boyunca ve yirminci yüzyılın yarısına kadar roman, akılcı ve aydınlat-macı felsefelerin oluşturduğu bir “bilinçlilik” düzlemi üzerinde yürür. İdeolojik, dinsel veya mistik sapakların kesiştiği kavşak, tarihsel, olgusal ve deneysel bilginin kurduğu “bilinç” kavşağıdır. Romandaki anlatıcıların ve kişilerin bakış açıları, bunların olaylar ve ilişkiler ağı içindeki tavırları, diyalektik, epistemolojik ve ideolojik bir arka plana ve ortama sıkı sıkıya bağlıdır.
Yorum yaz (0 Yorumlar)- Prof.Dr.Kamil Veli Nerimanoğlu tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Tarihî romanların diline geçmeden problemin temeline ve bu temelin özelliklerine dikkat çekmek istiyoruz. Önce bunu tespit etmek gerekiyor ki, tarihî roman (hikâye, senaryo, şiir) veya tarihin kendisi bilim olarak ne için yazılıyor?
- Gıyasettin AYTAŞ tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Tanzimat'ın ilânından sonra, Türk toplumunda siyasî olduğu kadar, toplumsal değişmelerin olduğunu da görmekteyiz. Batı medeniyetine gösterilen büyük rağbet ve hayranlık, bazen çok aşırı ve lüzumsuz bir seviyeye ulaşarak, Türk halkının millî gelenek ve değerlerini önemli ölçüde yaralamıştır. Bu durumdan memnun olanlar olduğu gibi, rahatsızlığını ifade edenler de olmuştur. Ziya Paşa yazmış olduğu bir şiirinde;
- Necmettin ÖZMEN tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
- Zaman Kurgusu:
Biyografi romanı yazarları kahramanlarının hayatını anlatırken kronolojiye çok dikkat eder. Bir kahramanın hayatı bütünüyle anlatıla mayacağı için romanlarda bazen uzun atlamalar dolayısıyla kopukluklar ortaya çıkar. Okuyucu kahramanın hayatında 10-15 yıl atlayarak anlatılan iki olay arasında kahramanları, mekânı, bağlamı farklı olduğu için bir irtibat kurmakta zorlanır. Kahramanın hayatındaki gerilimler, gidiş gelişlerle olaylar arasında kurulan irtibatlarla heyecanı dorukta tutan modern romana nazaran Türk biyografi romanlarının bu yapısı okuyu cuyu bıktırır. İslamcı Bir Şairini Romanı Akif’te Akif’in hayatı anlatılırken uzun atlamalar olduğundan, tarih okumamış ve Akif’in hayatını bilmeyen okuyucunun olaylar-kahramanlar arasında irtibat kurması imkansızdır. (s.131/137-137/139-139/140-150/176) Romanda 1947’de yapılan bir kong rede yaşananlar da anlatılır. Hâlbuki Akif yaklaşık 11 yıl önce vefat etmiştir. Romanın kurgu bölümü ile bu bölüm arasında bir ilgi kurmak mümkün değildir. (s.317) Bu, anlatıcının zaman konusundaki dikkatini veren bir örnektir. Aynı husus yazarın/anlatıcının diğer romanı Bir Fikir Adamının Romanı Ziya Gökalp için de söz konusudur. Olaylar Ziya Gökalp’in çocukluğundan başlayıp ölümüne kadar atlamalarla devam eder.
- Necmettin ÖZMEN tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Roman, ortaya çıktığından beri bütün dünyada sevilmiş ve ilgiyle takip edilmiş bir edebiyat türüdür. Romana karşı duyulan bu sevginin temelinde ne olduğu önemli ve ayrı bir konudur. Ancak hem okuyucu hem de sanatkâr açısından bir edebiyat türü olarak sunduğu imkânlar romanın sevilen bir tür olmasına vesile olduğu ifade edilebilir. Romancı hayalindeki dünyayı, insani ilişkileri, roman kahramanları marifetiyle kolayca anlatır; okuyucu ise merak ettiği hayatı, insanı, duyguyu, kültürü romanlarda bulur.
- P. Nurdan GÜMÜŞTEPE tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Aynı kültür ortamı içinde ortaya çıkan ve gelişen halk edebiyatı türlerinin birbirinden etkilenmesi, birbirlerine kaynaklık etmesi kaçınılmazdır. Mitolojiden destana, destandan halk hikâyesine, pek çok türde görülen bu etkileşim, diğer halk edebiyatı türlerinde de kendisini göstermiştir. Masal ve destan da birçok ortak unsuru bünyesinde barındırması noktasında dikkat çeker.
- Edebiyat Dunyamız tarafından yazıldı.
- Kategori: Bilgi Dağarcığı (Ö/R)
Bir düzyazı türü olan roman, insan ilişkilerini anlatımıdır diyebiliriz. İnsanın yaşadığı Serüvenler, iç dünyasının gerçekliği; insan-insan, insan-mekan, insan-doğa ilişkileri yaşadığı ortamın özellikleri toplumsal olay ya da olgular ekseninde belli insanlık durumları öne çıkarılarak işlenir.
Romanın burjuva toplumunun bir ürünü olduğu, 18. ve 19. yüzyılda gerçek kimliğine kavuştuğu söylense de; burjuva öncesi dönemde, özellikle Ortaçağ ve Rönesans edebiyatında kimi roman örneklerine rastlamaktayız.